16 Eylül 2013 Pazartesi

Bodrum Hâkimi türküsünün hikâyesi


Mefharet Hanım 1951 yılında Kütahya, Tavşanlı'dan Bodrum'a tayin edilmiş ve 1954 yılında da intihar etmiştir. İntihar eden Mefaret Hanım'ın öyküsü yarım asırdır filmlere konu oldu, türküsü Bodrum ve Milas yöresinin dilinden düşmedi ama kimse "gerçeği" bilemedi. Bodrum Hakimi, şimdi, Tolga Çandar'ın çıkardığı "Türküleri Egenin 2" albümüne adını verdi. İşte size birden fazla gerçeği olan yaşanmış bir öykü.
Türkiye'nin ilk kadın hakimlerindendi Bodrum Hakimi. Tek görev yeri Bodrum değildi elbet, ama Bodrumlular onu öyle sevmişlerdi ki... Bu dürüst, gözüpek, "erkek gibi" hakim hanıma saygıyla karışık bir sevgi duyuyorlardı. Aslen nereli olduğu önemli değildi, "Bodrum Hakimi" idi o.

Bodrum'da iz bırakanlar takviminde böyle tanıtılıyor Bodrum Hakimi Mefaret Tüzün. Hakkında bundan fazlasını öğrenmek de pek mümkün değil zaten. Denediğiniz zaman resmi makamlardan da Bodrum'un yaşlılarından da aynı tepkiyi alıyorsunuz: "Niye soruyorsunuz? Geçmiş zaman, ne olmuşsa olmuş bitmiş işte, öğrenip de ne yapacaksınız?" Bodrumlular söz birliği etmişçesine 43 yıldır saklıyor Mefaret Hanım'ın ölüme götüren sırrı.
Bunlardan bir tanesine göre, Hakim Hanım Bodrum'da bir gence idam cezası vermiş. Bunun üzerine çocuğun ağabeyi onu kaçırıp Turgutreis'in karşısındaki Çatal adalarında tecavüz etmiş. Bundan çok etkilenen Mefaret Hanım da dönüşte kendisini öldürmüş.
Anlatılan diğer öyküler ise ayrıntıları farklı olsa da Mefaret Hanım'ın ölümünün arkasında bir aşk olduğu yolunda. Bunlardan biri, "Bodrum Hakimi" filmine de konu olan öykü. Türkan Şoray'ın bütün azametiyle canlandırdığı muhteşem hakim hanımın hiçbir zor karşısında eğilmeyen başı sonunda bir aşka yenik düşüyordu. Ya sevdiği adama ölüm cezası verecekti, ya da... İkinci yolu seçti Bodrum Hakimi.
Kara haber Mefaret Hanıma pek tez ulaşır


Ben artık bildiğin o ten değilim
Bir başka yağmurla ıslak mendilim 
Yeter artık ağlatma beni
Uslu dur kadınım çıldırtma beni
Dökülmüş yaprağım, sararmış güzüm 
Çiğli kirpiklerle yaşlıdır gözüm
Bu gurbet ellerde ben bir öksüzüm 
Yeter artık ağlatma beni
Uslu dur kadınım çıldırtma beni


Bu konser Bodrumlular'ın Mefaret Tüzün'ü son görüşü oluyor. Tolga Çandar o gece kendini asan hakim hanımın ölümünün Bodrum'da ne büyük bir üzüntü yarattığını annesinden dinlemiş. O zamanlar henüz çocuk olan annesi tarlada çalışırken gelen ve mola veren otobüsü ve üstündeki cenazeyi hiç unutmamış. Yıllarca ne bu öykü düşmüş dilinden ne de Bodrum Hakimi'nin türküsü.
Hakim Hanım'ın memleketi Kütahya Tavşan
Hakim Hanım sen eyledin bizleri perişan
Bu Kütahya konusu da ayrı bir muamma. Takvimde de türküde de Mefaret Hanım'ın Tavşanlılı olduğu söylense de bunun aslı yok gibi. Tavşanlı kaymakamıyla konuşan Tolga Çandar Hakim Hanım'ın bir süre Tavşanlı'da görev yaptığını, tıpkı Bodrum'daki gibi yöre halkı tarafından çok sevildiğini, giderken de gözyaşları içinde konvoylarla uğurlandığını öğrenmiş. Mefaret Tüzün'ün gerçekte Tekirdağlı olduğu sanılıyor.
Çandar, kendisini çocukluğundan beri derinden etkileyen bu kadının peşini bırakmamaya kararlı. Elinde Bodrum kaymakamlığından zar zor edindiği sararmış bir fotoğraf var. Hakim'in sevgilisi olduğu söylenen savcıyı aramış, bulamamış, akrabalarına sormuş, öğrenememiş, şimdi Adalet Bakanlığı'nda araştırmalarına devam ediyor. Bu arada da hiç olmazsa bir türküyle bu talihsiz kadına bir selam gönderiyor.

Mumcular'ın Çiftlik Köyü'nden, "Çelik" lakaplı Mustafa Bacaksız... Cümbüş de çalan "Çelik Usta" türkünün öyküsünü Halil Atılgan'a şöyle anlatmış: 
"1950'li yıllarda, benim çok hızlı olduğum, cümbüş çalıp düğünlere gittiğim dönemlerdi. Bodrum'a bir bayan hakim hanımın halkla iç içe olması, at sırtında keşiflere gitmesi, kısa zamanda dillere destan olmasını ve bodrum'da çok sevilmesini sağlamıştı. (...) Bir gün duyduk ki, hakim hanım, nişanlısının ölümünden sonra intihar etmiş. (...) Bu beni çok etkiledi, kısa bir süre sonra türküyü besteledim. Kendi aramızda çalıp söylüyorduk. Milaslı Nazmi Yükselen yaktığım türküyü duyunca, benden aldı ve plağa okudu."
Mustafa Bacaksız'ın başı bu türkü yüzünden az kalsın derde giriyormuş... Bir gün Bodrum Adliyesi'nden çağırmışlar, hakim sormuş: 
"Sen kim oluyorsun da devletin hakimine türkü besteliyorsun? Mefharet Hanım'a yaktığın türkü herkesin dilinde!" demiş... O da, "Hakim bey, elini kaldır sana da türkü yakayım" karşılığını vermiş, hakim de onu serbest bırakmış...

Bodrumlular erken biçer ekini
Feleğe kurban mı gittin Bodrum hakimi
Nasıl astın Mefaret hanım kendi kendini
Altın makas gümüş bıçak ile doğradılar tenini
Hakim hanımın memleketi Kütahya Tavşan
Hakim hanım sen eyledin bizleri düşman
Nasıl kıydın Mefaret hanım kendi kendine
Çifte doktor gümüş bıçak ile doğradılar tenini
(Farklı Dörtlük)
Şu Bodrum'un dağlarında ceylan dolaşır
Kara haber Mefaret Hanım pek tez ulaşır
Hakim Hanımın memleketi Kütahya Tavşan
Hakim hanım sen eyledin bizleri perişan


"Mefaret Tüzün (Bodrum Hakimi) Tavşanlı 1906 - Bodrum 1954
Türkiye'nin ilk kadın hakimlerinden olan Tüzün, 24 Eylül 1951 yılında Bodrum'da göreve başladı. Keşiflere at sırtında gidip gelen hakime hanım, cesurluğu ve girişimciliğiyle kısa zamanda yöre halkının sevgisini kazanmıştı. 1954'te kaybettiği nişanlısının ardından Tüzün'ün de beklenmedik ölümü, Bodrum'da büyük üzüntü yarattı. Bodrumlular, Hakim'e olan sevgilerini adına bir türkü yakarak yaşatmaya çalışmışlardır".
Mefaret Hanım'ın arkasından halkın yaktığı türküyü yıllar sonra seslendirip yeni albümüne alan Tolga Çandar, uzun süre bu sırrın izini sürmüş. Ama zar zor açtığı her kapının arkasında birbirinden farklı öyküler çıkmış karşısına.
Şu Bodrum'un dağlarında ceylanlar dolaşır
Bodrum'da sıkı sıkı mühürlenmiş ağızlardan yarım yamalak dökülenler ise, hakim hanımın sevgilisinin filmdeki gibi bir suçlu değil, Bodrum'un savcısı olduğu yönünde. Ama bu aşkın Mefaret Hanım'ı neden intihara sürüklediği konusunda rivayet muhtelif. Karşılıksız değildi aşkı besbelli. Ama herhalde evlenemeyeceklerdi. Ama neden? Savcı evli miydi, ya da önce evlilik vaadettiği Mefaret Hanım'ı sonra terk mi etti... Büyük olasılıkla Bodrumlular pek sevdikleri "hakim hanım"larına böyle gayrimeşru bir ilişkiyi yakıştırmak istemediklerinden susuyorlar bu konuda, takvimlerinde bile "nişanlısı" sıfatını kullanmayı tercih ediyorlar.
Mefaret Hanım'ın son gecesine ilişkin anlatılanlar ise daha da hazin. Milaslı Türk sanat müziği bestekarı Zeki Duygulu'nun konseri var o gece. Bodrumlular ciple Milas'ın yolunu tutuyor. Mefaret Hanım da aralarında. Ve o gece konserde bir şarkıyı tam üç kez çaldırıyor:
Uslu dur kadınım çıldırtma beni

Türkü, Bodrumlular'ın yaktığı bir ağıt ama Milaslı radyo sanatçısı Nazmi Yükselen onu TRT repertuvarına girecek şekilde düzenlemiş ve 60'lı yıllarda plağa okumuş. İşin ilginç yanı, Tolga Çandar Yunan adası Kos'ta da dinlemiş bu türküyü. Hemen sormuş "bu ne?" diye, "karşıda yaşanmış bir öykü" demişler. Şimdi Tolga Çandar'ın sesiyle yeniden hayat buluyor "Bodrum Hakimi"nin öyküsü. Çok sade, tek bir bağlamayla, kırk yıl uzaktan yürekleri dağlamaya devam ediyor.

------------
Kaynak



0 yorum:

Yorum Gönder

Blogger tarafından desteklenmektedir.